🔎 Arama Yapın

Arama kutusunu kullanın

Başlangıç Örnekleri

Ayağını yorganına göre uzat

Atasözü

Gelirine göre harcama yap

Örnek: Ali, borçlanmadan önce ayağını yorganına göre uzattı.

Burnundan solumak

Deyim

Birine çok kızmak, tahammül edememek

Örnek: Patron ona burnundan soluyordu.

Aba altından sopa göstermek

Deyim

Üstü kapalı biçimde gözdağı vermek veya tehdit etmek

Örnek: Patron çalışanlara aba altından sopa gösterdi, dikkatli olun dedi.

Gözden düşmek

Deyim

Eskisi kadar değer görmemek, itibarını kaybetmek

Örnek: Yalan söylediği ortaya çıkınca herkesin gözünden düştü.

Kulağına kar suyu kaçmak

Deyim

Bir şeyden ürkmek veya endişelenmek

Örnek: Baba o kadar titizdi ki yeni işten dolayı kulağına kar suyu kaçtı.

İşin içinden çıkmak

Deyim

Zor bir durumdan başarıyla kurtulmak

Örnek: Bütün karışıklıklara rağmen işin içinden başarıyla çıktılar.

Suyu ısınmak

Deyim

Bir kişi veya durum daha iyi hale gelmek veya ilgiyi kazanmak

Örnek: Yeni takım arkadaşı hızla suyu ısındı ve herkesle kaynaştı.

Ayağını yorganına göre uzatmak

Deyim

Gelirine göre harcama yapmak, tutumlu olmak

Örnek: Bütçeyi aşmamak için ayağını yorganına göre uzatmak gerekiyor.

Ağzına bir parmak bal çalmak

Deyim

Birine tatlı söz söyleyerek hoşnut etmek

Örnek: Çocukların moralini yükseltmek için ağzına bir parmak bal çaldı.

Bir taşla iki kuş vurmak

Deyim

Tek bir çabayla iki işi birden yapmak

Örnek: Marketten geçerken hem ekmek aldım hem de meyve, bir taşla iki kuş vurduk.

Dost başa, düşman ayağa bakar

Deyim

Gerçek dost zor zamanda anlaşılır, düşman ise her fırsatta zarar verir

Örnek: Sıkıntılı günlerinde yanında kim vardı? Dost başa, düşman ayağa bakar.

Kervan yolda düzülür

Deyim

İşler yapıldıkça şekillenir, plan her zaman baştan hazır olmayabilir

Örnek: Yeni projeye başladık, kervan yolda düzülür.

Gözünü dört açmak

Deyim

Dikkatli olmak, çok uyanık davranmak

Örnek: Trafikte gözünü dört aç, dikkatli ol.

Elini taşın altına koymak

Deyim

Zor bir işi üstlenmek, sorumluluk almak

Örnek: Bu projede başarı istiyorsak herkes elini taşın altına koymalı.

Kafasını kaşımak

Deyim

Bir durumu anlamaya çalışmak veya kararsız kalmak

Örnek: Yeni problemi görünce kafasını kaşımadan duramadı.

Gözünü karartmak

Deyim

Cesur ve kararlı olmak, risk almak

Örnek: İş kurmaya karar verdi ve gözünü kararttı.

Dilini tutmak

Deyim

Konuşmamak, sır saklamak

Örnek: Bir sır öğrenince dilini tutmak zorundaydı.

Başını derde sokmak

Deyim

Kendi hatasıyla problem yaratmak

Örnek: Arkadaşına yardım ederken başını derde soktu.

Yelkenleri suya indirmek

Deyim

Pes etmek, başarısızlığa uğramak

Örnek: Rakip takım güçlüydü, sonunda yelkenleri suya indirdik.

İşin ucunda olmak

Deyim

Bir olayın veya sorunun içinde olmak

Örnek: Bu anlaşmazlıkta işin ucunda olan biziz.

Saman altından su yürütmek

Deyim

Gizli ve sinsi bir şekilde iş yapmak

Örnek: Rakiplerini şaşırtmak için saman altından su yürüttü.

Göz boyamak

Deyim

Gerçeği saklayarak yanıltmak, aldatmak

Örnek: Yeni strateji aslında sadece göz boyamaktan ibaretti.